Home » Dil öğrenimini zevksiz bir işten güzel bir alışkanlığa dönüştürecek, etkisi kanıtlanmış 10 yöntem
“Ben Fransızca konuşmak istiyorum” büyük bir hedeftir. Çoğu dili rahatlıkla sohbet etme derecesinde akıcı olarak konuşabilmek için yüzlerce saatlik bir çalışma sürecinden geçmek gerekir. Bu da eğer tam zamanlı bir öğrenci isen gerçekleşebilir. Sonunda hayal kırıklığına uğramamak için öncelikle kendine ufak ve erişilebilir hedefler belirlemelisin. “Önümüzdeki hafta bu zamanlar busuu’da üç üniteyi bitirmiş olmak istiyorum” gibi bir hedef oldukça başarılabilir ve motive edicidir. Her haftanın sonunda kendine ufak hedefler belirlemeye çalış ve bunları ne derece yapabildiğini gözlemle. Ufak bir ipucu: Hedeflerini “Specific, Measurable, Accepted, Realistic, Timely“ (Spesifik, Ölçülebilir, Kabul gören, Makul/Gerçekçi, Zamanlaması doğru) sözcüklerinin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş S.M.A.R.T Metodu ile belirlediğinden emin ol. SMART’a göre “ölçülemeyen bir hedef, hedef değildir”!
Kendilerine tekrar tekrar “Ben başka bir dili öğrenebilirim” diyen öğrenciler büyük bir olasılıkla zaten başka bir dili öğrenirler. Kulağa garip mi geldi? Akademik camiada bu kavrama “öz-yeterlik”ya da “öz-yeterlilik” denir. Genel olarak bu kavram, bir şeyi başarı ile öğrenebileceğine inanan insanların hedeflerine ulaşabilmesinin daha muhtemel olduğu anlamına gelir. İşin iyi yanı, kendine “evet, ben bunu yapabilirim!” diyerek, güven telkini ile olumlu bir ruh haline girebilir ve “ben bunu yeterince iyi yapamadım” şeklinde kendini azarlamaktansa elde ettiğin ufak başarılara odaklanabilirsin.
busuu’daki başarılı öğrencileri gözlemlediğimizde, bu öğrencilerin dil öğrenme hedeflerine ulaşabilmek için çalışmalarına birden fazla değişik öğrenme stratejisini adapte ettiklerini öğrendik. Bir kişi için işe yarayan bir yöntem, diğer herkes üzerinde de işe yarayacaktır diye bir kaide yoktur. Geçmişte başarılı bir biçimde öğrendiğin konuları ve edindiğin becerileri düşün. Çalışma programını bir zaman çizelgesine göre mi yaptın, yoksa beraber dil öğrendiğin bir arkadaşın mı vardı? Muhtemelen, geçmişte işine yaramış yöntem her ne ise, o yöntem bugün de işe yarayacaktır.
Milyonlarca öğrencimizin verisini değerlendirdik ve sonuçlar geldi! Kısa ve sık aralıklar ile çalışan öğrenciler, daha seyrek ve bir oturuşta aşırı yükleme yaparak uzun saatler boyunca çalışanlara göre iki buçuk kat daha fazla içerik tamamlıyor. Bu kısa ve sık sık çalışma yöntemini telefonuna hatırlatmalar koyarak kendinde uygulamayı dene, hafta boyunca yapabildiğin kadar çok yap.
Dil öğrenimi bir maratondur, hızlı koşu değil. Bir kere bu fikri iyice sindirip, benimseyerek işe başla. Bunu başardığın an, zaten başarıya giden yoldasın demektir. Hele bir de zaten tam zamanlı bir işin, bir sürü sorumluluğun varsa, bir dilde ileri seviyeye ulaşmak bir yıl veya daha fazla sürebilir. Elbette eğitimine ne kadar çok katkıda bulunursan, o kadar çok verim alırsın. Fakat haftada sadece 1 saatte bile sağlam bir ilerleme kaydedebilir, bir ay içinde de öğreniyor olduğun dilde kısa sohbetler etmeye başlayabilirsin.
Belki de en verimli çalışma saatin sabah 11 civarı. Eğer öyleyse, o sıralarda kendin için ufak “ritüeller” yapabilirsin. Kendine bir bardak kahve koy, e-postalarını kapat ve 10 ila 20 dakika arası tamamen dil eğitimine odaklan. Çalışmak için kısa ve keyifli ritüeller yapmak, dikkatinin en dağınık olduğu günlerde bile pratik yapmanı tetiklemeye yardımcı olabilir.
Sıradaki Madrid seyahatinde akıcı olarak İspanyolca konuştuğunu bir hayal etsene! İnan, böyle bir düş kurmak zaman kaybı değil. Başarıyı başarı yapan, bizi yeri geldiğinde zorlayabilen yolculuğumuza devam etmemiz konusunda motive eden, işte bu kurduğumuz hayaller! Öyleyse, dil öğrenme rutininin arasına biraz da “düş kurma” serpiştirmeyi ihmal etme!
Seninle aynı dili öğrenen insanları araştır ve onların gelişimlerini takip et. Onların sana ilham vermelerine izin ver. busuu’daki Konuşmalar alıştırmalarına katıldığın zaman kendine uygun dil partnerleri bulabilirsin. Ayrıca, Instagram ve Medium gibi platformlar üzerinden kendi dil öğrenme yolculuklarını paylaşan insanları da keşfedebilirsin.
Belki dil bilgisi çalışmayı seviyor ancak yazmaktan nefret ediyorsun. Tıpkı anne ve babanın en sevmediğin sebzeleri en sevdiğin yemeklerin arasına sıkıştırıp sana yedirmeye çalışması gibi, sen de dil öğrenimini dengelediğinden emin ol. Emin ol ki, zamanının çoğunu gerçekten zevk aldığın şeyler üzerine harcarken bir taraftan da sevmediğin kısımları es geçmeyesin. Hepsinden azar azar çalışarak dengeyi tutturmalısın. Zamanla kendini tüm konulardan aynı derecede keyif alırken bulabilirsin!
Bu belki kulağa biraz mantıksız geliyor olabilir ama spor salonunda geçen sıkı seanslar sonrası tıpkı vücudunun “dinlenme günleri”ne ihtiyacı olduğu gibi, beyninin de dil öğreniminden biraz uzaklaşıp dinlenmeye ihtiyacı var. Dil öğrenen birçok kişi, eğitimlerine kısa aralar vermenin uzun vadede çok yararlı olduğunu belirtiyor. Verimlilik konusunu araştıran akademisyenler de buna katılıyorlar.